1. öncelikle özlediğim, sevdiğim ama bir türlü kavuşamadığım (ve bundan sonrada muhtemelen gelmeyecek olan) kişi yanımda olsun. yine birbirimizi seviyor ama bu sefer yıpratmıyor olalım.

    sonra küçük bir ev, tabiki bahçesi olan bir ev. petunyalar, sardunyalar, menekşeler, açelyalar olsun... domates, biber ekelim. yaz akşamları bahçe sulandıktan sonra toprak kokusuyla kahvemizi içelim.

    o işten döndüğünde ben sevdiği patlıcan yemeğini yapayım. sofrayı kurarken salataya yardım edersede güzel olur. ben masayı toplarken, o benim seveceğim bir film ayarlasa, gelirken pastaneden sevdiğim kurabiyelerden almış olsa.

    filmden sonra sarılarak uyusak. sabah uyansam ilk onu görsem.

    amaaan neyse devam etmeyeceğim. hayal kurmak sonra üzülmek demek.
  2. büyük bir çiftlik. kendim ekip kendim yetiştirebildiğim bir arazi. hem çiçeklerimi bolca etrafa sereyim hem de meyve sebze ekeyim, bakayım onlara. bazı küçük büyük çeşitli hayvanlar. öncelikle "at". evet bir atımın olmasını çok istiyorum. niye buna taktım bilmiyorum ama yıllardır içimde bir at sevgisi var. öyle büyük bir çiftliğim olursa kendi atım da olsun. sonra bebekken aldığım bir köpek bir de kedi. bebekken olursa rahat alışırım yoksa korkuyorum köpeklerden. bebekliğini bilirsem korkmuyorum. tavuk, kuzu vs...

    mümkün olduğunca şehirden uzak sessizzzz sakinnn bir ev... pencerelerinden petunyalar sarkan bir ev... içinde mis gibi ıhlamur kokusu olan bir ev... bir de kitaplarımı sığdıracağım bir okuma köşesi...

    bonus: yaz geceleri bahçede sinema gecesi. bir projectör, beyaz bir duvar ve bol dondurma.

    olabilmesi kolay bir hayal aslında ama şehirdeki hayatı, işi gücü bırakabilsek, kopabilsek... yıllardır hayalim bu...